Çerkes devleti nasıl örgütlendi?

 


13 Haziran 1861’de Soçi’de Adıge Ulusal Meclisi toplanmıştı. Toplantıda Adıge ülkesinin (xeğegu) binlerce yıldan beri bağımsız bir ülke olduğu ve ülkenin Adıge geleneği temelinde oluşmuş bir devlet yapılanmasının bulunduğu, tüm yeryüzü ülkelerinin bu gerçeği görmeleri ve bu gerçeğe uygun hareket etmeleri gerektiği, bir meclis kararı ile duyurulmuş, bir çağrı metni, bir bildiri yayınlanmıştı.

Bu durum (-meclis kararı-), Adıgelerin özgürlükleri ve ülkelerinin bağımsızlığı için mücadele etmeye hazır oldukları gerçeğini ortaya koyuyordu.

Ancak soruna farklı açılardan yaklaşan biliminsanı, yazar ve kişiler de vardır. Bu gibi kişilere göre, Adıgelerin daha önceleri (-1861 yılı öncesinde-), bir ülke/ bir devlet yapılanmaları yoktu, Adıgeler (Çerkesler) sadece Rus – Adıge Savaşı yıllarının sonlarına doğru bir devlet yapılanmasına ulaşabilmişlerdir. Bu biçimde düşünenlerin sayıları hiç de az değildir, ancak bu gibi kişiler konuya derinlemesine vakıf olamayan ve soruna yüzeysel bakan kişilerdir.

Adıgeler devlet düzenlerinin nasıl olması gerektiğini, bunun temel biçimini binlerce yıl öncesinden belirleyip düzenlemişler ve yapılandırmışlardır.

Adıge devlet örgütlenmesinde yer bulmuş olan üstün anlayışa, espriye/ ruha, 21. yüzyılda bile hiçbir ulusun yapılanması henüz ulaşabilmiş değil.

Diğer uluslar ülke yapılanması denen şeyi Adıgelerden farklı algılıyorlar, onlar sorunu, her ülkenin bir yönetici zümresinin/ bir üst kesimin bulunması, güç kullanma yetkisinin de onların tekeline bırakılması gerektiği biçiminde algılıyorlar.

Bu anlayışa göre, bir grup kişi ülke yönetimini ele geçiriyor, geride kalan çoğunluğu baskı/ itaat altına alıyor (köleleştiriliyor/ егъэпщылIых), kişilerin, ulusların iradeleri, özgürlükleri çiğneniyor (bozuluyor, yok ediliyor).

Adıgelerin devlet düzeninde (хэгъэгу гъэпсыкIэ) bulunan espriye (гупщысэу хэлъыгъэр) göre, ulusun her bir bireyi ülke işlerine, yönetime katılabilir ve karışabilirdi. Birileri (-özellikle de başkaları-) bu gerçeği algılayamıyor, kavrayamıyor.

Bu gerçek, Adıgelerdeki bu yapılanma şöyleydi: Her bir köyün hasesi (xase)/ meclisi bulunurdu. Bu meclis köy sorunlarını görüşürdü (-Köye ilişkin yetkiler bu meclisteydi-). Yörenin de (birkaç köyün ortak) bir meclisi (xase) bulunurdu. Bu meclis köyler arası ilişkileri düzenler, köylerin ortak hareket etmelerini sağlardı.

Ülkenin (xeğegu) de (yörelerin birlikte temsil edildiği/ шъолъырхэр зэхэтхэу) bir meclisi (xase) vardı. Bu meclis yöreler (ŝoĺırxer/ шъолъырхэр) arası sorunları ele alırdı. Heku Xase denen (ülkelerin birleşmesiyle oluşan) bir meclis (xase) daha vardı (*).

Bu meclis önemli ulusal sorunları ele alıp görüşürdü. Toparlarsak, federatif ülkenin (fédératif xeğegu/ федератив хэгъэгу) ve federal birimlerin (köy/ къуаджэ, yöre/ шъолъыр, ülke/ xeğegu ve devlet/ хэку) yetkileri belirlenmişti.

Tüm birimler tek bir Adıge ülkesi, tek bir Adıge ulusu, tek bir Adıge geleneği ve tek bir Adıge dili anlayışında birleşiyordu.

Bu meclis yapılanmasında ilginç bir anlayış, bir espri daha vardı, değişik düzeylerdeki meclisler sorunları ele alır, görüş belirtir, konuşma ve tartışmalar yaparlardı, o gibi yetkilere sahiptiler, ancak sonunda kararlara meclis üyelerinin tamamının katılmaları, onay vermeleri zorunlu görülürdü. Biri bir konuda muhalefet edecek olursa meclis dağılmaz, görüş birliği sağlanana dek çalışmasını sürdürürdü.

Günümüzdeki uygulamalarla bunu karşılaştıracak olursak, eski Adıgelerdeki uygulamanın çok zor, işletilmesi olanaksız bir yöntem olduğu sanılabilir, meclisteki tüm üyelerin aynı konuda görüş birliğine varması olacak şey değildir denebilir, ama soruna daha derinlemesine yaklaştığımızda, Adıgelerin nasıl bir eğitim almış oldukları konusuna bir göz attığımızda durum anlaşılır, o zaman sorun kavranabilecek ve oybirliğinin olanaklı olduğu görülebilecektir. Adıgeler kişiyi doğduğu andan başlayarak eğitirlerdi.

Çocuk acıma duygusu (merhamet), sevgi ve saygı gibi üstün insanî değerlere bağlı kalacak biçimde eğitilirdi. Eğitim Adıgelerin değer verdiği başta gelen bir sorundu ve bu işe son derece önem verirlerdi. Kişi böylesine bir eğitim anlayışından geçtikten sonra, diğer kişilerin görüşleriyle uzlaşmak gerektiği bilincini edinir ve makul olan düşünceleri kabul etmeye hazır hale gelmiş olur, ondan sonra da meclis toplantılarına katılırdı. Adıgelerin ülke/ devlet yapılanmasında soylu duygu ve düşünceler egemendi.

Bu yazı çerçevesinde öğrenmemiz gereken şey, Adıgelerin bir devlet yapılanmalarının bulunduğu ve onun da sıradan, basit bir yapılanma olmadığı gerçeğidir.

Bu gerçek günümüz dünyası için de örnek olacak değerdedir. Bundan sonra da konuyu işlemeye ve sitemizden sunmaya çalışacağız.

Not: Tire içindeki yazılar çevirmene aittir. 



Comments